Şirketin Gizli Ortağı Olmak

Bir şirkete ortak olmak istiyorsunuz, ancak şirketin ortağı olarak Ana Sözleşme’de ve Ticaret Sicili’nde adınızın geçmenizi istemiyorsanız mevzuatımız size bir çözüm sunmaktadır; “Alt Katılım Ortaklığı”

Memurlar, avukatlar, ticari faaliyetini göstermek istemeyen şahıslar bir şirketin ortağı olmak istediklerinde genellikle adlarının şirket ana sözleşmesinde bulunmasını istemezler. Çünkü şirketin ortağı olarak sadece sermayesine, karına ortak olunur ve şirketin işleyişi hakkındaki yetkileri şirketin diğer ortaklarına bırakılır. Alt Katılım Ortağı olan şahıs şirkete karşı sadece sermaye koyma borcu altına girdiğinden, şirketin üçüncü kişilere karşı borcu vb işlemlerinden hiçbir şekilde sorumlu değildir. Bu kapsamda, şahıslar gizli ortaklık olarak da adlandırılan “Alt Katılım Ortaklığı” bünyesinde hareket ederek sermayeye ortak olmaktadır. Dikkat edileceği üzere burada “Alt Katılım Ortaklığı” kuran şahıs sadece paya ortak olduğundan, diğer kanunun diğer ortaklara sağladığı ortaklık haklarından hiçbir suretle yararlanamazlar.

Alt Katılım Ortaklığı Nedir?

Bir ortaklıkta, ortak olan kişi ile ana ortak olan kişi arasındaki ilişki alt katılım ortaklığıdır. Bu durum dış ilişkide bir ortaklık olarak dışa gözükmez. İşlemlerde bulunan ana ortak şahıs kendi adına faaliyetlerde bulunur, diğer ortak(örneğin, memur bir ortak) kar elde eder veya şirketin zararına katlanır. Memur olan ortak belli sınırlar içinde yönetim ve inceleme hakkına sahiptir. 

Alt Katılım Ortaklığı iki şekilde ortaya çıkmaktadır.

1. Üçüncü şahıs bir şirketin sermaye ortağı olmak istemektedir. Ancak ortaklıkta adının geçmesini dahi istememektedir. Bu durumda şirket ortakları ile üçüncü kişi arasında “Alt Katılım Ortaklığı” sözleşmesi kurulabilmesi mümkündür.

2. Şirket yönetimi üçüncü bir kişinin şirkete ortak olmasını istemektedir. Her ne kadar üçüncü kişi şirketin ortağı olmayı kabul etse de, şirketin ortakların üçüncü kişinin adının şirket ile bağdaştırılmasını istememektedir. Bu durumda da şirket ortakları ile üçüncü kişi arasında “Alt Katılım Ortaklığı” sözleşmesi kurulabilmesi mümkündür.

Alt Katılım Ortaklığı Örneği

Ahmet, memur olan arkadaşı Veli’yi gizli ortak olarak ticari işletmesine alırsa, burada alt katılım ortaklığı meydana gelir. Memur olan Veli, dışardan bakıldığında herhangi bir ortak olarak gözükmez. Dışa karşı görünürdeki tek ortak her zaman Ahmet’tir. Ahmet ve Veli arasındaki gizli ortaklık ya da alt katılım ortaklığı nedeniyle Veli, elde edilen kara katılır, zarar elde edilirse zarara da katlanır. Bu duruma alt katılım ortaklığı denir. 

Alt Katılım Ortaklığı Hangi Şirket Türlerinde Mümkündür?

Alt katılım ortaklığı ticaret şirketlerinde, ticari işletmenin işletilmesinde, bir adi şirkette söz konusu olabilir. Sonuç olarak, alt katılım ortaklığının kurulabilmesi tüm şirket türleri için söz konusu olmaktadır. 

Alacaklı Üçüncü Kişinin Alt Katılım Ortağına Başvurması Mümkün Müdür?

Alt katılım ortaklığında alt katılana herhangi bir alacaklı başvuramaz. İster şirketin alacaklısı ister aktif ortağın(örneğimizdeki Ahmet’in) bireysel alacaklısı olsun, hiçbir şekilde alt katılana başvurulamaz. 

Yargıtay Kararları

Yargıtay 3.HD 12/11/2020 Tarihli, 2020/3659 E. – 2020/6509 K.

“Gizli adi ortaklıkta gizlilikten kasıt, dışarıya karşı işlemlerin ortaklık olarak yapılmamasıdır. Dolayısıyla gizli adi ortaklıkta, ortakların diğer hususlar yanında, bilhassa dışarıya karşı sadece bir ortağın görüneceği hususunda anlaşmaları gerekir. Bu haliyle gizli adi ortaklık tamamen bir iç ilişki halindedir. Yine gizli adi ortaklıkta ortakların elbirliğiyle hak sahibi oldukları bir ortaklık malvarlığı da yoktur. Tüm işlemler dışarıdan görülen aktif ortak tarafından kendi adına gerçekleştirilir. Bu ortaklık türünde, gerek sermaye olarak getirilen değerler, gerekse işlemler sonucunda elde edilen diğer değerler, dışa karşı görünen aktif ortağın malvarlığına aktarılır ve üzerinde sadece o ortağın tasarruf edebileceği, onun mülkiyetine tabi bir mal varlığı unsuru teşkil edilir (Oruç Hami Şener, Adi Ortaklık, Ankara 2008 Sf 146, Nami Barlas, Adi Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri, İstanbul 2016, Sf 194-197, 216-217).”

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 29/05/2017 Tarihli, 2016/372 E. – 2017/3166 K.

“Mahkemece, davanın davalının gizli ortağı olduğu şirket merkezinin bulunduğu … mahkemelerinde açılması gerektiğinden bahisle yetkisizlik kararı verilmişse de; somut uyuşmazlık bakımından kesin yetki kuralı olan 6100 sayılı HMK m. 14/2’nin uygulanma olanağı olmadığı gibi, kamu düzenine ilişkin kesin yetki halleri dışında mahkeme yetkili olup olmadığını re’sen nazara alamaz. Bu nedenle, borçlunun itirazı olmadan mahkemenin kendiliğinden yetkili olup olmadığını incelemesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.”

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir