Kiralananın Tahliyesi Dava Dilekçesi – Yeni Malikin Gereksinimi (TBK Md.351)
ANKARA ( ) SULH HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI: ………………
ADRES: ………………
VEKİLİ: Av. Barış GÜNDÜZ
DAVALI: ………………
ADRES: ………………
KONU: Gereksinim Nedeniyle Taşınmazın Tahliyesi Talepli Dava Dilekçesinin Sunulması Hk. (TBK Md.351)
HARCA ESAS
DEĞER: Aylık 20.000,00-TL kira bedeli üzerinden yıllık 240.000,00 TL
AÇIKLAMALAR:
1- Davacı müvekkil işbu yargılamaya konu meskeni sürekli ikamet etmek amacıyla 20/05/2024 tarihinde ………………….’dan ……………TL bedelle devralmıştır. (Ek-1 Tapu Belgesi) Davalı yan, müvekkile ait “…………………………………” adresinde bulunan konut vasfındaki taşınmazı 20/02/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı sıfatı ile 10 yılı aşkın süredir kullanmaktadır (Ek-2 Kira Sözleşmesi).
2- Gelinen zaman itibarıyla müvekkilin tahliye davasına konu edilen mecuru sürekli ikamet etmek amacıyla kullanma zorunluluğu doğmuştur. Şöyle ki;
Davacı müvekkil “…………………………………” adresinde yer alan mecurda kiracı sıfatıyla, iki çocuğu ile birlikte ikamet etmektedir (Ek-3 Kira Sözleşmesi). Artan kira fiyatları, yüksek enflasyon oranları ve günümüz ekonomik koşulları göz önüne alındığında bahse konu mecurda kiracı olarak ikamet etmesi kendisini ve ailesini oldukça zor duruma sokmaktadır. Keza müvekkil kiracısı olduğu taşınmazın maliki tarafından sürekli kira zammı baskısı altında kalmaktadır. Bu durum müvekkili oldukça yıpratmakta olup artık o mecurda yaşamaya devam etmesini imkansız kılmaktadır. Bu husus Sayın Mahkemeniz huzurunda dinlenecek tanık beyanlarıyla da ispata kavuşacaktır.
3- Bununla birlikte yıllarca belirli bir ekonomik birikime ulaşmak için emek veren müvekkil bu birikimi ile dava konusu meskeni satın almıştır. Müvekkil , yaşı itibariyle halihazırda çalışmamakta olup herhangi bir geliri bulunmamakadır. Bu doğrultuda, müvekkilin her ay kira gideri gibi önemli bir gider kalemi altında yaşamak zorunda olması kendisi için çekilmez bir hal almıştır.
4- Ayrıca müvekkile ait Ankara ili sınırları içerisinde başka hiçbir taşınmaz bulunmamakta olup davaya konu edilen mecurun konut olarak kullanma zorunluluğu da sabittir. Nitekim Sayın Mahkeme’niz nezdinde yapılacak araştırma ile işbu husus da kolaylıkla ortaya çıkacaktır.
5- Öte yandan belirtmek isteriz ki müvekkil tarafından kira sözleşmesine konu edilen mecurun konut olarak kullanma zorunluluğu doğduğu, kira sözleşmesinin yeni kira döneminde yenilenmeyeceği, taşınmazın 30 gün içinde tahliye edilmesi gerektiği aksi taktirde yasal yollara başvurulacağı hususu Ankara 63. Noterliği’nin 22.05.2024 tarih ………….. yevmiye numaralı ihtarnamesi aracılığıyla ihtar olunmuştur (Ek-4 İhtarname).

6- Keşide edilen ihtarname davalı tarafa tebliğ olunmuşsa da bugüne değin davalı tarafça söz konusu ihtarnameye cevap olunmadığı gibi işbu davaya konu edilen taşınmazın tahliyesi hakkında herhangi bir girişimde bulunulmamıştır. Anılan sebeplerle süresi içinde işbu davanın açılması amacıyla dava şartı olan arabuluculuk kurumuna başvurulmuş fakat yapılan müzakerelerde de bir sonuca varılamamıştır (Ek-5 Arabuluculuk Tutanakları).
Yukarıda arz ve izah olunan tüm sebeplerle huzurdaki davanın açılması zarureti hasıl olmuştur. Şöyle ki;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 351. maddesinde açıkça; “Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.” hükmünü amirdir. Kanun maddesinde açıkça belirtildiği üzere işbu gereksinim sebebiyle tahliye davasını yasal süresi içinde ikame ettiğimizi Sayın Mahkemenize beyan ederiz.
Kiraya Verenin Kirada Oturuyor Olması Müvekkilin Gereksiniminin Gerçek, Samimi ve Zorunlu Olduğunu Göstermektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulaması ve içtihatları uyarınca “kiraya verenin, kirada oturuyor olması” TBK md. 351 kapsamında ikame edilen ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahliyesi davasına mesnet olarak gerçek, samimi ve zorunlu bir ihtiyaç sebebi olarak kabul etmiştir.
Nitekim Sayın Mahkemeniz huzurunda görülen huzurdaki davaya emsal olmak kaydıyla, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 02.04.2014 tarihli 2014/3336 E. ve 2014/4259 K. sayılı ilamında; “Kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açılabileceği 6098 Sayılı TBK.nun 350. maddesinde sayılmıştır. Sözü edilen madde hükmüne göre kiralayan, kendisinin, eşinin, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut (veya işyeri) ihtiyacı için dava açabilir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
Bahse konu olayda; davacının halen kirada oturmakta olduğu hususu dosya kapsamı ile sabit olup, esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece her ne kadar davanın ispatına yönelik tanık delili bildirilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, konut ihtiyacına dayalı davalarda ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığı açısından yeterlidir. Davacının kirada oturduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığına göre ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kabulü ile davalının tahliyesine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25.12.2013 tarihli 2013/16559 E. – 2013/17305 K. sayılı ilamında da; “Olayımıza gelince; Davacıların halen kirada oturmakta olduğu hususu dosya kapsamı ile sabit olup, esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece her ne kadar davacıların ev sahiplerinin davacıların tahliyesini istemediğinden, dava konusu mecuru 1998 yılında aldıkları halde taşınma girişimlerinde bulunmadıklarından ve davacıların ihtiyaç iddialarının samimi olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, konut ihtiyacına dayalı davalarda ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığı açısından yeterli olup, ayrıca tahliye tehdidi altında bulunması gerekmemektedir. Kaldı ki, davacıların oturduğu evin satılığa çıkarıldığı ve alıcıların eve bakmak için geldikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kirada oturduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığına göre ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kabulü ile davalının tahliyesine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.” şeklinde hüküm tesis edilerek, işbu davanın hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Sayın Mahkemenize yukarıda beyan ettiğimiz hususlar, dava dilekçesi ekinde sunulan evraklar/belgeler, Türk Borçlar Kanunu’nun 351. Maddesi hükmü ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da açıkça görüleceği üzere müvekkilin işbu davaya konu edilen taşınmazı konut olarak kullanma gereksinimi GERÇEK, SAMİMİ ve ZORUNLU bir ihtiyaçtır. Tarafımızca davalıya bu husus yönünden ihtarname keşide edilmiş olunmasına karşın davalı tarafından hiçbir cevap verilmeksizin dava konusu taşınmaz haksız şekilde işgal edilmeye devam edilmekte ve müvekkil açısından büyük bir mağduriyetlere sebep olunmaktadır. Bu sebeple Sayın Mahkeme’niz nezdinde davalının söz konusu taşınmazdan tahliyesini talep etme gereği doğmuştur.
Hukuki Sebepler: TBK, TMK, HMK ve sair yasal mevzuat
Hukuki Deliller: Karşı tarafın sunacağı beyan ve delillere karşı başkaca beyan ve delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla,
- Tapu Belgesi (Ek-1 )
- Müvekkil ile Davalı Arasındaki Kira Sözleşmesi (Ek-2)
- Müvekkile Ait Kira Sözleşmesi (Ek-3)
- Ankara 63. Noterliği’nin 22/05/2024 tarih ……………. yevmiye numaralı ihtarnamesi (Ek-4)
- Arabuluculuk Tutanakları (Ek-5)
- Tanık (İsim ve adresleri bilahare bildirilecektir.)
- Keşif
- Bilirkişi incelemesi, Yemin, İsticvap
- Sair yasal deliller
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen gözetilecek nedenlerle,
- Haklı davamızın KABULÜ ile davalının”……………..Çankaya/ANKARA” adresinde bulunan konut vasfındaki taşınmazdan TAHLİYESİNE,
- Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine,
Karar verilmesini Sayın Mahkemenizden vekaleten arz ve talep ederiz.
Davacı Vekili
Av. Barış GÜNDÜZ