Haklı Sebeple Şirket Ortaklığından Çıkmak – TTK Madde 638

Şirket Ortaklığından Çıkmak

Şirket ortaklığı süresince ortaklar, paydaşlar arasında anlaşmazlık veya ahlaki olarak şirket ortaklığının devamlılığını engelleyen sebepler söz konusu olabilmektedir. Bu sebeple şirketten ayrılmayı düşünen ortak, elinde bulundurduğu paylarını diğer ortağa(ortaklara) veya üçüncü bir kişiye satamaması durumunda ortağın şirketten ayrılmaktan başka herhangi bir çıkış yolu kalmamaktadır. Türk Ticaret Kanunu da 638. Maddesinde şirketten haklı sebeple ayrılmak isteyen ortağa imkan tanımaktadır.

TÜRK TİCARET KANUNU – MADDE 638

(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. 

(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.

TTK Madde 638 Gerekçesi

Birinci fıkra: Madde, 6762 sayılı Kanunun 551 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünün tekrarıdır.

İkinci fıkra: İkinci fıkra, aynen 6762 sayılı Kanunun 551 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmünde olduğu gibi, ortağa haklı sebeplerin varlığında, çıkma davası açabilmesi olanağını sağlamıştır. Aksi halde, ortak, onu ortak olmaya yönelten şartlar ortadan kalktığında şirkette kalmaya mahkum edildikten başka, şirketten ayrılmasını gerektiren sebepler doğduğu hallerde de şirketten ayrılamaz duruma düşürülür. Bu ise şahıs şirketlerinde bile kabul edilemez. Onun için haklı sebeplerle çıkma davası şahıs şirketlerine özgü ve varlığı zorunlu bir kurumdur.

İkinci fıkranın ikinci cümlesi İsviçre Tasarısından alınmış yeni bir hükümdür. Çıkma davası açmış bir kişinin, yargılama süresince ortaklık haklarını kullanması ve borçlarını yerine getirmekle yükümlü olması konumuna uygun düşmez.

TTK Madde 638 Madde Açıklaması

Ortaklıktan çıkma davası sadece şirket ortaklarına tanınmış bir haktır. Şirketler, mahiyeti itibariyle ortaklar arası ilişkilerin ve güven ortamının oldukça önemli olduğu sermaye şirketleridir. 

Ortaklıktan çıkmak isteyen paydaşın ilgili şirkette ortak olarak kalmasında hiçbir hukuki ve ticari yararın kalmamış olması ve ortaklar arasındaki kişisel ilişkinin ve güven ortamının da geri dönülemez şekilde sarsılmış olması “Haklı Nedenle Ortaklıktan Çıkma” davasının ikame edilmesinde gerekli olan şartlardır.  Zira, ortaklar arasındaki güven ve eşgüdüm, şirketin amacı doğrultusunda faaliyet göstermesi bakımından oldukça önem arz etmektedir.

Şirket Ortaklığından Çıkma Dava Dilekçesi

ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE

DAVACI: …………. – (T.C: …………)
ADRES: …………
VEKİLİ: Av. …………
Kızılırmak Mah. Ufuk Üniversitesi Cad. No:4 Next Level
Loft Ofis Kat:9 No:31 Çankaya/ANKARA

DAVALI: ………… San. ve Tic. Ltd. Şti. – (Vergi No: …………)
ADRES: …………

KONU: Müvekkilin ortağı bulunduğu davalı ………… San. ve Tic. Ltd. Şti.’ nin ortaklığından TTK madde 638/2 uyarınca haklı sebeple çıkmasına izin verilmesi, aksi halde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi talebini içerir dava dilekçesinin sunulmasından ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

Davalı ………… San. ve Tic. Ltd. Şti 27.07.2014 tarihinde kurulmuş olup; dava dışı ortak ………………. (T.C: …………) ve müvekkil ………… olmak üzere iki ortaktan oluşmaktadır. Müvekkil, şirketin kuruluşundan bu yana şirket ortağıdır ve halihazırda %20 oranında payı bulunmaktadır. Dava dışı ortak ………… ise şirketin münferiden temsil ve ilzama yetkili şirket müdürü olup %80’lik payı elinde bulundurmaktadır. Şirketin kuruluşu ile yönetim ve temsilini gösteren 01.08.2013 tarihli ve 04.07.2015 tarihli ticaret sicil gazetesi kayıtları ekte sunulmuştur. (EK-1)

Müvekkil ile dava dışı ortak ………… arasında uzunca süredir devam eden ve pek çok farklı sebepten kaynaklı husumetler bulunmakta olup, aşağıda detaylıca izah edileceği üzere müvekkil bakımından ortaklığın sürdürülmesi imkansız hale gelmiştir. Şirket ortaklarından kaynaklanan sebeplerin yanı sıra, davalı şirket, 2014 yılından beri gayri faal durumdadır. Şirket, yaklaşık yedi yılı aşkın süredir ortaklığın amacını oluşturan iştigal alanlarına yönelik hiçbir ticari faaliyette bulunmamıştır. Bu bakımdan müvekkilin davalı şirkette ortak olarak kalmasında hiçbir hukuki ve ticari yarar kalmadığı gibi dava dışı ortak ile arasındaki kişisel ilişkinin ve güven ortamının da geri dönülemez şekilde sarsılması neticesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 638/2 “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” hükmüne dayanarak işbu ortaklıktan çıkma davasını ikame etme zorunluluğu doğmuştur. Şöyle ki;

Dava dışı ortak …………, müvekkil ile aralarındaki şahsi ilişkilerinin kötüye gitmesi sebebiyle, müvekkil tarafından kendisine 2014 yılında verilmiş olan boş senedi hiçbir alacağı bulunmamasına rağmen 200.000 TL alacağı varmış gibi doldurmak suretiyle müvekkil aleyhine Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2020/………… E. Sayılı icra dosyası ile takip başlatmıştır. Akabinde müvekkilin borçlu olmadığının ve senedin dava dışı ortak tarafından tamamen hileli davranışlarla alınarak kötüniyetli şekilde doldurulduğununun tespiti amacıyla müvekkil tarafından dava dışı ortak aleyhine Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/………… E. sayısına kayıtlı menf’i tespit davası ikame edilmiştir. Dosya münderecatından da anlaşılacağı üzere; dava dışı ortak, kendisine verilen imzalı boş senedi müvekkilin ortağı olduğu ve Kazakistan’da faaliyet gösteren ………… Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş şekilde dolduracağını beyan etmesine rağmen müvekkili aldatmış, yaklaşık 6 yıl sonra müvekkilin şahsı tarafından düzenlenmiş bir borç senediymiş gibi doldurarak tamamen farazi şekilde 200.000 TL’lik icra takibi başlatmıştır. Dava dışı ortağın dürüstlükle, ticari etik ve değerlerle hiçbir şekilde örtüşmeyen bu davranış ve tutumu ile olumsuz ithamları, müvekkilin davalı şirket ortaklığını sürdürebilmesinin mümkün olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Zira sayın mahkemece de takdir edilecektir ki; limited şirketler, mahiyeti itibariyle ortaklar arası ilişkilerin ve güven ortamının oldukça önemli olduğu sermaye şirketleridir. Bu bakımdan ortaklar arasındaki güven ve eşgüdüm, şirketin amacı doğrultusunda faaliyet göstermesi bakımından oldukça önem arz etmektedir. Ne var ki ortaklar arasındaki somut durum ve ihtilaflar dikkate alındığında, güven ortamınının ve dürüst ilişkilerin kalmadığı açıkça anlaşılmaktadır.

Davalı şirket, 2014 yılından günümüze kadar gayri faal durumda olup uzun bir süredir ortaklığın konusunu teşkil eden hiçbir ticari faaliyette bulunmamıştır. Nitekim müvekkil de 20.02.2017 tarihinden beri ………… A.Ş. bünyesinde sigortalı olarak çalışmaktadır ve davalı şirket ile fiili anlamda herhangi bir bağı kalmamıştır. Müvekkilin sigorta kaydını gösterir belgeler ekte sunulmuştur. (EK-2) Şirketin sermayesi 10.000 TL tutarında olup, maliki olduğu ve öz sermayesine dahil olan herhangi bir taşınır- taşınmaz mülkiyeti ile başkaca bir şirket malvarlığı da bulunmamaktadır. Bu bakımdan şirketin amaç ve konusunu gerçekleştirmesi, halihazırdaki ekonomik şartlar dahilinde mümkün değildir. Bu noktada önemle vurgulamak isteriz ki müvekkilin huzurdaki davada ayrılma akçesi talebi ve sair alacak talepleri bulunmamaktadır. Bu hususta herhangi bir uyuşmazlık söz konusu olmayıp, davalı şirketten ticari alacak mahiyetinde herhangi bir talebimiz yoktur. Sayın mahkemeden talebimiz, müvekkilin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi kararı ile sınırlıdır.

Yüksek mahkeme kararlarında, şirketin gayri faal durumda olduğu ve şirket ortakları arasında ihtilafların sabit olduğu durumlarda TTK madde 638 kapsamında haklı sebeple ortaklıktan çıkmaya karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmaktadır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 08.10.2020 tarihli ve 2019/896 E. – 2020/3950 K. Sayılı kararında “… Şirketin 2006 yılından beri gayri faal durumda olduğu, ortaklar arasında yaşanan ihtilaflar nedeniyle davaların süregeldiği ve bu itibarla davada haklı nedenlerle fesih koşullarının gerçekleştiği sabit ise de; dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporları ve belgelerden aile şirketi vasfındaki davalı şirketin halen elinde bulundurduğu malvarlıklarıyla şirket ana sözleşmesinde yer alan amaçları rahatlıkla gerçekleştirebilecek durumda olduğu, davacı ortakların ortaklıktan ayrılması halinde şirket ana sözleşmesinde yapılacak değişiklikle şirketin amaçlarının değiştirilebileceği, esasen davacı ortakların da ortaklıktan çıkmayı isteyip sadece ödenecek pay bedeli hususunda diğer ortaklarla anlaşamadıkları hususu gözetildiğinde şirketin, haklı nedenle feshi yerine davacı ortakların pay bedellerinin taraflarına ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilmesinin somut olaya uygun olacağı…” şeklinde beyanlarımız doğrultusunda hüküm tesis etmiştir. Tarafımızın huzurdaki davada pay bedeli ile ayrılma akçesi gibi ticari alacak mahiyetinde herhangi bir talepte bulunmadığını yeniden ifade etmek isteriz.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, somut uyuşmazlık ile benzer nitelikteki 21.04.2021 tarihli ve 2020/2148 E. – 2021/3893 K. Sayılı bir diğer kararında ise: “Yerel mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin 2006 yılından beri faaliyette bulunmadığı, ortakların birbirlerine karşı ceza ve hukuk davaları yoluyla husumet içinde bulunduğu, davacının .. 1.Noterliğinin 16451 yevmiye numaralı ve 30/05/2006 tarihli ihtarı ile şirketten ayrılma iradesini açık bir şekilde beyan etmesi, davacının davalı şirketin borçlarından sorumlu olmadığına ilişkin sözleşme hükmü, davacının ortaklıktan doğan alacaklarının bulunmaması, davacının şirketin temsilcisi olmaması, davacının yaptığı iş ve işlemlerde ortaklığın aleyhine ve usulsüz olarak yaptığı bir işlemin bulunmaması ve talep tarihi itibariyle şirketin tek kişiye düşmesine yasal engel bulunmaması karşısında davacının ortaklıktan çıkmasına engel bir durum bulunmadığı, davacının talebinde haklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının “davalı şirketten ortaklıktan çıkarılmasına, (çıkarılmasına izin verilmesine)” karar verilmiştir.. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…” yönelik hüküm tesis etmiş olup, işbu hüküm huzurda görülen ortaklıktan çıkmaya izin verilmesine ilişkin davanın haklılığını ortaya koymaktadır.

Tüm bu gerekçeler ve Yargıtay içtihatları ile birlikte şu hususu da vurgulamak isteriz ki; dava dışı ortak, şirket müdürü sıfatına sahip olması sebebiyle TTK madde 625 hükmünde belirlenen görev ve sorumluluklar ile şirket esas sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini de yerine getirmemektedir. Nitekim, şirketin kuruluşundan bugüne kadar yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş, Müdürler Kurulu toplanmamış, gerekli denetimler yapılmamış ve şirketin yönetimi için gerekli sair hiçbir faaliyette bulunulmamıştır. Öyle ki, şirket, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilen adreste faaliyet dahi göstermemektedir. Bu hususta şirketin bağlı olduğu İstiklal Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak şirketin bildirdiği adreste faaliyet gösterip göstermediğinin tespitini talep etmekteyiz.

Nihai olarak yukarıda sayın mahkemeye izah edilen sebepler dikkate alındığında; müvekkili bir şirketin ortağı olmaya sevk eden ortak amacın ortadan kalktığı, müvekkilin dava dışı ortak ile yaşadığı güven kırıcı ihtilaflarla birlikte davalı şirket nezdindeki ortaklığını devam ettirmesinin beklenemeyeceği ve ortaklığın müvekkil bakımından çekilmez hale geldiği açıkça ortaya konulmuştur. Bu doğrultuda sayın mahkemeden TTK 638/2 hükmünü uygulamak suretiyle müvekkilin şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine yönelik karar tesis edilmesini talep ederiz.

HUKUKİ NEDENLER : 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair yasal mevzuat hükümleri

DELİLLER :
1.
Davalı şirkete ait Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi kayıtları,
2. Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2020/………… E. sayılı icra dosyası, (celbini talep ederiz.)
3. Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/………… E. Sayılı dava dosyası, (celbini talep ederiz.)
4. Davalı şirkete ait ticari defterler, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin, keşif ve sair tüm yasal deliller.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda izah edilen ve mahkemece re’sen nazara alınacak nedenlerle;

  1. Davanın KABULÜ ile müvekkilin ortağı bulunduğu davalı …………San. ve Tic. Ltd. Şti.’ nin ortaklığından haklı sebeple çıkmasına izin verilmesine; bu talebin kabul görmemesi halinde şirketin fesih ve tasfiyesine,
  2. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine,

Karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. 11/08/2024
Saygılarımızla.

Davacı …………
Vekili
Av. …………

EKLER :

  1. Davalı şirketin kuruluşu ile yönetim ve temsilini gösterir 01.08.2013 tarihli ve 04.07.2015 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları,
  2. Müvekkilin ………… A.Ş. bünyesinde çalıştığını gösterir sigorta kaydı belgeleri,
  3. Onaylı Vekaletname Sureti.

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir