Davaların Yığılması – HMK Madde 110
Davaların Yığılması HMK Madde 110
HMK’nın 110. maddesi uyarınca, davacının, aynı davalıya karşı birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi mümkün olup bu duruma davaların yığılması (objektif dava birleşmesi) denilmektedir. Böyle hallerde, her bir asli talep yönünden ayrı ayrı yargılama giderlerinin ve bu kapsamda vekalet ücretinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Hukuk Muhakemesi Kanunu – MADDE 110
(1) Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır.
Örneğin, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile ayrıca davalı markalarının hükümsüzlüğü talep edilmiş olup, vekille temsil olunan davalılar yararına reddedilen her bir asli talep yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 03/03/2024 Tarihli 2012/906 E. – 2014/6502 K. Sayılı Kararı
“Kanunun 110. maddesi davaların yığılması kabul edilmiştir. Birden fazla istemin yer aldığı ve işçi-işveren uyuşmazlıklarında işçinin işçilik alacakları için açtığı davanın örnek teşkil ettiği bir dava türüdür. Davacının, aynı davalıya karşı olan birbirinden bağımsız birden fazla talebini, aralarında bir derecelendirme ilişkisi yani aslîlik–ferîlik ilişkisi kurmadan aynı dava dilekçesinde ileri sürmesine davaların yığılması denir. Bu halde davada birlikte açılan dava sayısı kadar istem sonucu ve dava konusu vardır. Davacı birçok talebini, tek bir dava dilekçesi ile talep etmektedir. Aslında kural olarak talep sayısınca dava mevcuttur. Davacı her bir talebi için dava dilekçesinde olguları (vakıaları) ayrı ayrı belirtilmek ve ispat yükü kendisinde ise ispat etmek zorundadır. Yapılan yargılamada her bir talep hakkında ayrı ayrı inceleme yapılır. Yargılama sonunda da her biri hakkında olumlu veya olumsuz karar verilir.
Somut uyuşmazlıkta davacının her talebi ayrı bir dava konusudur ve objektif dava birleşmesi (davaların yığılması) vardır. Her talep ayrı bir kötüye kullanılmadığı sürece her talep ayrı ayrı da ıslah konusu yapılabilir. Davacı ayrı bir dava konusu olan ücret alacağını, diğer alacaklarından ayrı olarak ıslah yolu ile istemiştir. Daha önce ücret alacağı ıslah sureti ile arttırılmadığına ve ücret alacağı istemi ayrı bir dava olarak kabul edildiğine göre ıslah yolu ile talebin değerlendirilerek hüküm altına alınması gerekir. Zira daha önce ıslah ile arttırılan istekler hakkında ikinci bir ıslah dilekçesi bulunmamaktadır. Davaların yığılmasında tek dava olmadığından ve her talep bir dava kabul edildiğinden her talep yönünden ıslahın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Yazılı şekilde davacının ücret alacağı hakkında ıslah dilekçesinin kabul edilmeyerek karar verilmesi hatalıdır.”
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 25/05/2022 Tarihli 2022/5241 E. – 2022/6452 K. Sayılı Kararı
“Her talep ayrı bir dava olduğuna göre kötüye kullanılmadığı sürece, her talep ayrı ayrı da ıslah konusu yapılabilir. Davacı ayrı bir dava konusu olan fazla çalışma ücreti alacağını, diğer alacaklarından ayrı olarak ıslah yolu ile istemiştir. Daha önce fazla çalışma alacağı ıslah işlemi artırılmadığına ve fazla çalışma alacağı ayrı bir dava olarak kabul edildiğine göre bu alacağa yönelik ıslah işlemi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekir. Zira daha önce ıslah ile artırılan talepler hakkında ikinci bir ıslah dilekçesi bulunmamaktadır. Davaların yığılmasında tek dava olmadığından ve her talep bir dava olarak kabul edildiğinden, her talep yönünden ıslahın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece davacının fazla çalışma alacağına yönelik ıslah dilekçesi kabul edilmeden karar verilmesi hatalıdır.”
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 21/09/2021 Tarihli 2020/7551 E. – 2021/10645 K.
“Davaların yığılması söz konusu olduğunda, görünüşte tek dava, gerçekte ise talep sayısınca dava mevcuttur. Her bir talep için dava dilekçesinde vakıaların ayrı ayrı belirtilmesi ve ispat edilmesi gerekir. Mahkeme de her bir talep hakkında ayrı ayrı inceleme yapacaktır, taleplerden birinin kabulüne diğerinin ise reddine karar verebilir. Yani, görünüşte tek hüküm, gerçekte ise talep sayısınca hüküm mevcuttur. Mahkeme, taleplerin tümü hakkında ayrı ayrı karar vermek ve bunları hüküm fıkrasında göstermek zorundadır. Mahkemenin, taleplerin tümü hakkında tek ve aynı şekilde karar verme zorunluluğu yoktur. Dava şartları, her bir talep bakımından ayrı ayrı belirlenir (… Usul, Medeni Usul Hukuku, C. II, … 2017, s.1093 ).“