Ticaret Sicilinden Terkin Edilen Şirkete Dava ve İcra Takibi Başlatmak

Bizler avukat olarak bir şirkete icra takibi başlattığımızda ya da dava açtığımızda mahkeme kalemleri ve icra müdürlüğü memurları karşı taraf olan şirket hakkında herhangi bir araştırma yapmamaktadırlar. Kaldı ki, böyle bir araştırma külfeti de memurların veya mahkemenin öncelikli görevleri arasında yer almadığı kanaatindeyiz. Haliyle, müvekkilimizin haklarını korumak açısından, karşı tarafta bulunan şirket hakkında gerekli araştırmaları yapmak avukat olarak bizlere aittir. Peki ticaret sicilinden terkin edilmiş bir şirkete karşı icra takibi başlatabilir miyiz veya dava açabilir miyiz?

Ticaret Sicilinden Terk(Silinme)

“Terkin” kavramı esasen “Ticareti Terk” anlamına gelmektedir. Nasıl ki tüzel kişiliğe sahip şirketlerin ticari hayatındaki doğumu “Tescil” kavramı ile başlamakta ise, şirketin ticaret hayatının sona ermesi de “Ticareti Terk/Ticaret Sicilinden Terk” olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç olarak, ticaret sicilinden terk ile birlikte şirketin ticaret sicilindeki kaydı silinir ve şirketin tüzel kişiliği, tacir sıfatı sona erer. 

Her ne kadar kulağa kolay bir işlem gibi gelse de, şirketin ticaret sicilinden terki çok geniş bir kavram olup, meşakkatli bir süreçtir. Zira, şirketin ticaret sicilinden terki işlemi şirketlerin yetkili organlarının kendi iradesi ile olabileceği gibi, şirketin iflas etmesi süreçleri ile de mümkündür. 

Konumuz ticaret sicilinden silinen(terkin edilen) şirkete karşı icra takibi ve dava açılması olduğundan, şirketin sona ermesi/ticaret sicilinden terkini sebeplerine bu yazımızda değinilmeyecektir.

Ticaret Sicilinden Terkin Edilen Şirkete Karşı İcra Takibi Başlatılması, Dava Açılması

Bir şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi ile birlikte şirketin sona ermesi, bir diğer ifade ile ölümü meydana gelmektedir. Sona ermiş olan bir şirketin artık yetkili organları bulunmayacağından herhangi bir hak ehliyeti de söz konusu olmaz. Zira, hak ehliyetine sahip olmayan bir şirketin de herhangi bir işleme taraf olabilmesi de mümkün değildir. Hukuki açıdan değerlendirildiğinde, ticaret sicilinden terkin edilen bir şirkete karşı da herhangi bir icra takibi açılabilmesi veya dava açılabilmesi mümkün değildir. Nasıl ki, vefat eden bir şahsa karşı dava veya icra takibi başlatılamıyor ise, ticaret sicilinden terk ile tacir sıfatı kalkan bir şirkete karşı icra takibi başlatılabilmesi ve dava açılabilmesi mümkün değildir. Şayet gözden kaçırılarak ticaret sicilinden terkin edilmiş bir şirkete dava açılmış ise mahkeme tarafından bu hususun re’sen araştırılması, icra takibi başlatılmışsa da icra müdürlüğüne beyanda bulunarak takibin durdurulmasını sağlamak mümkündür. 

Ticaret Sicilinden Terkin Edilen Şirkete Başlatılan İcra Takibinin Durdurulması

Bu durumda, taraf ehliyeti bulunmayan kişiye karşı icra takibi başlatılması durumunda ve karşı tarafça itiraz edilmesi halinde, icra müdürlüğü, “ticaret sicil gazetesinde borçlu şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği ilan edildiğinden Yargıtay İçtihatları gereğince (12. Hukuk Dairesinin 2017/991 Esas ve 2017/7706 Karar sayılı kararı ) takibin UYAP üzerinden durdurulmasına karar verilmesine” karar vermelidir. Şayet icra müdürlüğü tarafından takibin durulmasına karar verilmez ise, ivedi şekilde memur işlemini icra mahkemesine şikayet ederek takibin UYAP üzerinden durdurulmasına karar verilmelidir.

Mahkemenin Şirketi Re’sen Araştırma Görevi Bulunmaktadır

Ticaret sicilden terkin edilen bir kişiye karşı icra takibi başlatıldı veya dava açıldı, bunun sonuçları ne olacaktır? Bu sorunun cevabını Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin kararı ile cevaplamak daha anlamlı olacaktır. 

Şöyle ki, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 01.10.2018 tarihli, 2018/4016 E. – 2018/8889 K. sayılı kararında “…Ehliyetsizlik hali irade bildirimini geçersiz kıldığından, bu durumda olan kişinin yapmış olduğu işlemler ve tasarruflar da hukuki sonuç doğurmaz. Takip ehliyeti yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre kamu düzenine dair olduğundan, her zaman ( süresiz ) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. Yukarıda da belirtildiği gibi, icra müdürü ve icra mahkemesi de bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden ( re’sen ) gözetmelidir…” ifadelerine yer verilmiştir.

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin ilgili kararında da anlaşılacağı üzere, ticaret sicilinden terkin edilmekle tüzel kişilik sona ermiş olacağından terkin edilen şirketin hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyeti sahip olma imkanı kalmayacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir